Sakal Ekimi Operasyonu
Maskülen bir görünümün en önemli unsurlarından biri olan sakalların seyrek olması durumunda pek çok erkek bu sorunla baş etmeye çalışır. Aynı durum halk arasında köselik olarak tabir edilen sorun için de geçerlidir.
Genetik sebeplerle; travmaya, yaş almaya veya çeşitli hastalıklara bağlı olarak gelişen sakal dökülmesi estetik açıdan ciddi kaygılar yaratır; neyse ki sakal ekimi bu sorunu en kalıcı ve doğal şekilde çözer.
Sakal ekimi, saç ekiminde olduğu gibi vücuttaki uygun bir alandan alınan kıl köklerinin sakal bölgesine transfer edilmesi ile gerçekleştirilir. Lokal anestezi altında acısız bir işlem ile gerçekleştirilen sakal ekimi ile sakallar gürleştirilebildiği gibi yeni sakal oluşumu da sağlanabilir.
Cerrahi bir işlem olması sebebiyle sakal ekimi uzman bir doktor tarafından, modern teknolojinin yardımı ile gerçekleştirilmelidir. Bu sebeple, klinik seçimi yaparken hastanın özenli bir araştırma sonunda karar vermesi önerilir.
Sakal Dökülmesinin Nedenleri
Sakalların doğal yaşam sürecini olumsuz şekilde etkileyip, dökülmenin meydana gelmesine neden olan başlıca sebepler aşağıdaki gibidir:
- Di Hidro Testesteron (DHI) hormonundaki ani artış veya düşüş,
- Hormonal dengesizliklere bağlı rahatsızlıklar,
- Metabolik hastalıklar,
- Travmaya bağlı olarak sakal bölgesinde meydana gelmiş yara ve izler,
- Kıl köklerini doğrudan etkileyen çeşitli cilt hastalıkları,
- Genetik
Görüldüğü gibi sakal dökülmesini tetikleyen pek çok farklı neden bulunmaktadır. Sakal ekimi öncesinde, doktor hangi nedenle sakalın döküldüğünü araştırmalı, tedaviyi buna göre planlamalıdır.
Sakal ekimi iyi uygun adaylar aşağıdaki özelliklerinden bir veya birkaçını taşır:
- Travmaya bağlı olarak, sakalların büyük bir bölümünün dökülmüş veya deforme olmuş olması,
- Genetik yatkınlık nedeniyle, ergenlik dönemi tamamlanmış olmasına rağmen sakalın hiç çıkmaması,
- Sakalın asimetrik uzaması,
- Sakalın seyrek olması; gür ve kalın bir görünüm sergilememesi,
- Vücutta kıl köklerinin alınacağı uygun bir donör alanın bulunması.
Bunların haricinde sakal nakli tedavisi alacak kişinin genel sağlık durumunun bu işlem için uygun olması en önemli şarttır. Kalp hastalığı, tansiyon, şeker hastalığı, hepatit B ve benzeri bazı rahatsızlıklarda doktorun işlem için onay vermesi gereklidir. Bununla birlikte, doku gelişiminin tamamlanmış olması için kişinin 18 – 20 yaşının üstünde olması gerekir.
Sakal ekimi aşağıdaki durumların görülmesi halinde sıklıkla uygulanmaktadır:
Yüz bölgesinde kıl çıkmaması: Halk arasında köselik olarak da bilinen sakal çıkmaması durumu yüzün bir bölümünde veya tüm yüzde görülebilir. Erkeklik hormonu olan testosteron ile beraber bu hormonun bir türü olan DHT sakalların çıkıp çıkmayacağını belirler. Ergenlik dönemiyle başlayıp 20-21 yaşına kadar vücutta giderek artan bu hormonlar kılların çıkmasını, artmasını ve kalınlaşmasını sağlar. Ancak kişide bu hormonların yetersiz olması durumunda sakal çıkmayabilir.
Saçkıran hastalığının tedavisi: Sadece saçların değil vücuttaki tüm kılların dökülmesine sebebiyet veren cilt hastalığı, saçkıran, sakal kaybına da neden olabilir. Sakalda bölgesel ya da bütünsel olarak dökülmelere sebep olan saçkıran, stres, sıkıntı, korku, endişe ve üzüntü gibi psikolojik sorunlar temellidir. Bu problem ilaçlar ile bir nebze ortadan kaldırılabilse de asıl çözüme sakal ekimi ile kavuşmak mümkündür.
Yara ve yanık izlerinin ortadan kaldırılması: Travmaya bağlı olarak yüzde yara ve yanık izleri oluşabilir ve bu bölgelerde yer alan kıl kökleri ölerek sakal çıkmasını engelleyebilir. Böyle bir durumda sakal ekimi hem izlerin ortadan kalkmasını hem de sakal oluşumunu sağlar.
Sakal sıklaştırma veya şeklini değiştirme: Çeşitli sebeplerle sakallar seyrek veya şekilsiz olabilir. Böyle durumlarda sakalları sıklaştırmak ya da şeklini değiştirmek amacıyla doğal görünümden ayrılmadan sakal nakli yapılabilir.
Sakal ekimi öncesinde, hastanın sakal dökülme nedenleri araştırılır ve detaylı bir sakal analizi yapılır. Bunun ardından sakal ekiminde kullanılacak cihazlar ve teknikler ile kaç adet grefte (doku parçalarının bulunduğu kıl kökü) ihtiyaç duyulduğu hesaplanır, bu yolla operasyon planlanır. Bu esnada hastaya çeşitli testler yapılarak operasyon için uygun olduğu bir kez daha teyit edilir.
Bunların haricinde işlem öncesinde hastanın dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar da vardır:
- Sakalların doğal çıkış şeklinin belirlenebilmesi için, analiz öncesinde sakallar kesilmemelidir; gerektiği takdirde operasyondan hemen önce tıbbi ekip sakalları keser,
- Aspirin ve vitamin gibi kan sulandırıcı ilaçlar operasyondan bir hafta önce bırakılmalıdır,
- Alkol ve sigara kullanılıyorsa işlemden 1 hafta önce bırakılmalıdır,
- İşlemin gerçekleşeceği gün gömlek gibi kolay giyilip çıkarılabilen bir kıyafet tercih edilmelidir,
- Kullanılan herhangi bir ilaç varsa operasyondan önce doktor bilgilendirilmelidir.
Sakal ekimi iyi uygun adaylar aşağıdaki özelliklerinden bir veya birkaçını taşır:
- Travmaya bağlı olarak, sakalların büyük bir bölümünün dökülmüş veya deforme olmuş olması,
- Genetik yatkınlık nedeniyle, ergenlik dönemi tamamlanmış olmasına rağmen sakalın hiç çıkmaması,
- Sakalın asimetrik uzaması,
- Sakalın seyrek olması; gür ve kalın bir görünüm sergilememesi,
- Vücutta kıl köklerinin alınacağı uygun bir donör alanın bulunması.
Bunların haricinde sakal nakli tedavisi alacak kişinin genel sağlık durumunun bu işlem için uygun olması en önemli şarttır. Kalp hastalığı, tansiyon, şeker hastalığı, hepatit B ve benzeri bazı rahatsızlıklarda doktorun işlem için onay vermesi gereklidir. Bununla birlikte, doku gelişiminin tamamlanmış olması için kişinin 18 – 20 yaşının üstünde olması gerekir.
Sakal ekimi aşağıdaki durumların görülmesi halinde sıklıkla uygulanmaktadır:
Yüz bölgesinde kıl çıkmaması: Halk arasında köselik olarak da bilinen sakal çıkmaması durumu yüzün bir bölümünde veya tüm yüzde görülebilir. Erkeklik hormonu olan testosteron ile beraber bu hormonun bir türü olan DHT sakalların çıkıp çıkmayacağını belirler. Ergenlik dönemiyle başlayıp 20-21 yaşına kadar vücutta giderek artan bu hormonlar kılların çıkmasını, artmasını ve kalınlaşmasını sağlar. Ancak kişide bu hormonların yetersiz olması durumunda sakal çıkmayabilir.
Saçkıran hastalığının tedavisi: Sadece saçların değil vücuttaki tüm kılların dökülmesine sebebiyet veren cilt hastalığı, saçkıran, sakal kaybına da neden olabilir. Sakalda bölgesel ya da bütünsel olarak dökülmelere sebep olan saçkıran, stres, sıkıntı, korku, endişe ve üzüntü gibi psikolojik sorunlar temellidir. Bu problem ilaçlar ile bir nebze ortadan kaldırılabilse de asıl çözüme sakal ekimi ile kavuşmak mümkündür.
Yara ve yanık izlerinin ortadan kaldırılması: Travmaya bağlı olarak yüzde yara ve yanık izleri oluşabilir ve bu bölgelerde yer alan kıl kökleri ölerek sakal çıkmasını engelleyebilir. Böyle bir durumda sakal ekimi hem izlerin ortadan kalkmasını hem de sakal oluşumunu sağlar.
Sakal sıklaştırma veya şeklini değiştirme: Çeşitli sebeplerle sakallar seyrek veya şekilsiz olabilir. Böyle durumlarda sakalları sıklaştırmak ya da şeklini değiştirmek amacıyla doğal görünümden ayrılmadan sakal nakli yapılabilir.
Sakal ekimi öncesinde, hastanın sakal dökülme nedenleri araştırılır ve detaylı bir sakal analizi yapılır. Bunun ardından sakal ekiminde kullanılacak cihazlar ve teknikler ile kaç adet grefte (doku parçalarının bulunduğu kıl kökü) ihtiyaç duyulduğu hesaplanır, bu yolla operasyon planlanır. Bu esnada hastaya çeşitli testler yapılarak operasyon için uygun olduğu bir kez daha teyit edilir.
Bunların haricinde işlem öncesinde hastanın dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar da vardır:
- Sakalların doğal çıkış şeklinin belirlenebilmesi için, analiz öncesinde sakallar kesilmemelidir; gerektiği takdirde operasyondan hemen önce tıbbi ekip sakalları keser,
- Aspirin ve vitamin gibi kan sulandırıcı ilaçlar operasyondan bir hafta önce bırakılmalıdır,
- Alkol ve sigara kullanılıyorsa işlemden 1 hafta önce bırakılmalıdır,
- İşlemin gerçekleşeceği gün gömlek gibi kolay giyilip çıkarılabilen bir kıyafet tercih edilmelidir,
- Kullanılan herhangi bir ilaç varsa operasyondan önce doktor bilgilendirilmelidir.
Hastalarımızdan gelen değerli yorumları sizinle paylaşıyoruz.
Ezgi Ilgaz,
Burcu Işık,
Sercan Öner,
Operasyon süreci
Operasyon öncesi süreçte kaç adet greftin ekileceğine ek olarak, dönor bölge ile ilgili de karar verilir. Sakal ekiminde donör bölge olarak genellikle ensedeki saçlar veya vücuttaki kıllı bölgeler seçilir. Greftlerin çıkarıldığı esnada küçük iğneler kullanıldığı için ciddi miktarda kanama olmaz, donör bölge hasar almaz. Sakal bölgesi için, sakalın hiç olmadığı durumlarda genellikle 1000 ila 3000 arası greft sağlıklı sonuçlar verir.
Sakal ekimi operasyonu saç ekiminde de kullanılan FUE, DHI veya Robotik yöntemlerle gerçekleştirilir. Bu yöntemler kıl köklerinin donör bölgeden özel bir aletle, manuel olarak veya robotik bir cihaz yardımıyla tek tek çıkarılarak sakalsız alana transfer edilmesine imkan verir. Bu yöntemlerle, donör bölgeye kesi yapılmadan, teker teker alınan greftler büyüme yönü dikkate alınarak sakalsız bölgeye aynı gün içerisinde nakledilir. Bu şekilde graftlerin canlılığını yitirmesi engellenir.
İki aşamadan oluşan sakal ekiminin ikinci aşamasında, ekim için yeterli sayıda greft toplandıktan sonra kanal açılarak, greftler bu alanlara nakledilir. Bu işlem sırasında kesi açılmadığı için ciltte herhangi bir iz kalmaz.
Operasyon sonrası
Sakal ekiminde kullanılan modern teknikler sayesinde son derece hızlı ve etkin sonuçlar alınmaktadır.
Saç ekiminde olduğu gibi sakal ekimi işleminden sonra da hastanın hastanede kalmasına gerek yoktur. Bununla beraber işlem sonrasında, sakal bölgesinde kırmızı noktacıklar görülebilir; bu durum yaklaşık 1 hafta içinde ortadan kalkar.
Sakal ekimi sonrası ilk 10 günde açılan kanallar kapanır, ekilen greftler adapte olur ve kıl kökleri kabuk bağlar. Operasyondan yaklaşık 48 saat sonra ekim yapılan bölge doktor ve ekibi tarafından yıkanır, buna ilk yıkama adı verilir.
Operasyondan ortalama 2 hafta sonra sakallarda şok dökülme yaşanır. Bu tamamen doğal bir süreçtir ve dökülmelerin ardından sakallar kalıcı bir şekilde yeniden çıkar. Doğru bakım teknikleriyle sakalların en son halini alması yaklaşık 6 ay sürer.
Sakal ekimi sonrasında dikkat edilmesi gerekenler şöyledir:
- Operasyon bölgesi her türlü darbeden korunmalıdır,
- Ekim yapılan bölgeye dokunulmamalıdır,
- İlk 15 gün, yüz direkt olarak güneş ile temas etmemelidir,
- İşlemini takip eden ilk 3 gün istirahat edilmelidir,
- Doktorun verdiği ilaçlar ve bakım ürünleri düzenli olarak kullanılmalıdır,
- Doktor onayı olmadan tıraş makinesi kullanılmamalıdır (bunun yerine makas tercih edilebilir),
- Terlemeye sebep olacak alanlarda (sauna, hamam vs.) bulunulmamalıdır,
- Ekim yapılan alana kimyasal içerikli ürünler sürülmemelidir,
- İşlemden sonra 1 hafta boyunca ekim yapılan bölge yastık ile temas etmemelidir,
- Doktor onay verene kadar ağır sporlardan, heyecan ve stresten uzak durulmalıdır,
- Ekim yapılan alan temiz tutulmalıdır.
Bunların haricinde, doktorun hastaya özel olarak vereceği tavsiyeler de olabilir. İşlemden en iyi sonucun alınması için bu tavsiyelere dikkatle uymak gerekir.